warhammer 40k blood angels artifact

öncelikle karakterim sizinkilerde gelsin başlıyorum

not:büyü ve yeteneklerinizi ben vericem

isim:volkadav the grey slayer
ırk:adeptus astertes
bölük:space wolves/ragnar blackmane'S great company/rune priest/fang adlı gemimi komutanı
ekipman:
articifier armor
force staff
power sword
bolt pistol
sol kolu robotik

büyü ve yetenekler
* Smite
* Storm of the Emperor's Wrath
* Fury of the Ancients
* Fear of the Darkness
* Might of Heroes
* Veil of Time
* Vortex of Doom
* Stormcaller
* The Gate


özgeçmiş

wolf lord ragnarla birlikle space wolves lejyonuna katılmış olup psişik güçleri farkedilince njall stormcaller tarafından eğitildi uzay kurtları arasında sadece o articifier armor kullanır ayrıca hem sword hem staff taşımasına rağmen sadece çok kızdığı zaman kılıcını kınından çıkarır
ve orklarla olan bir savaşında warboss onun sol kolunu kopardı sonuç olarak o kolunun yerine power fist gücünde bir robotik kol takıldı

ve şuanki görevi sırasında psişik güçleri olmayan kimseye güvenemeyecekleri için gene ilk olarak bir geminin kumandasını bir librariana verdiler zaten uzay kurtları ne zaman kurallara uydular ki



edit: Konunun ismi, konu sahibinin isteğine bağlı olarak değiştirilmiştir [OridiuXar]

volkadav artık emindi.Kesinlikle yanlış giden bir şeyler vardı.
Tam dört dakikadır warp boyutunun içindeydiler ve hala çıkışa ulaşamamışlardı.Fang gemisi tam yolda ilerliyordu ve warp boyutunda milyarlarca ışık yılı yolu sadece birkaç saniye içinde alınabilirdi.Şimdiye kadar çoktan varmış olmaları lazımdı.
volkadav dönüp wulfgara baktı.O’da farkındaydı.Wulfgar dönüp pilotlara seslendi.
-“İmparator adına neden hala varamadık?!”
volkadav ve wolfgarın’ın on metre ötesinde oturan ve geminin ilerlemesinden sorumlu iki pilotta cevap vermedi.Kımıldamadılar bile.volkdav wulfgar ve diğer tüm wolf guards bakışlarını bu ikisine çevirdi.İki pilot kemerlerini çözmeye başladı.volkadav tam bu anda bir şey hissetti.Tıpkı bir yıldırımın toprağa düşmesi gibi,anlık bir şey.O an anladı.Başını kaldırıp bağırdı ve yumruğunu kontrol panelinde duran en altta sağdaki üzeri camla korunan düğmeye indirdi.
-“Kaos tohumu!Genel alarm!”
Pilotlar arkalarını döndü.Göz bebekleri kaybolmuştu.Göz ve boyun damarları inanılmayacak şekilde kabarmıştı.Artık insandan çok hayvana benziyorlardı.volkadav içinden “Khorne” diye geçirdi.
Aniden iki pilotta ileri atıldı.Ağızlarından çıkan ses insanımsı değildi.volkadav ve wulfgar hemen bolt pistollarına asıldı.korumalarda ateş etmeye başladı.İlk pilot kafasına dört vücuduna yedi mermi yiyince ancak öldü.İkincisi ilkinin cesedinin üstüne basıp atlayarak volkadav’ın üstüne sıçradı.
VOLKADAV pistolündeki son mermiyi de pilotun kafasına yerleştirip hala uçarak üstüne geldiğini görünce asla zamanında yetişemeyeceğini bilerek asasına davrandı.Pilot (ya da ondan arta kalan) tam pençesini volkadav’ın kafasına geçirecekken WULFGAR’in asası bir an VOLKADAV’ın gözünün önünden geçti.Yere bakan VOLKADAV canavarın ikiye bölünmüş cesedinin bölünme noktasında WULFGAR’in asasını gördü.

-Saol kardeşim.
-Önemi yok İmparator bizi kor…

WULFGAR cümlesini tamamlayamadan geminin alevlere büründüğüne şahit oldu.Ya da bir an için öyle sandı.
Geminin tüm yüzeylerinden warp’ın bilinen tüm şeytan ve yaratıkları alev geçitleri halinde geminin içine akmaya başladı.Tayfalar iki kütüphanecinin etrafına toplanıp dar bir alanda savunma hattı oluşturmaya başladılar.

-“Bu pilotların işi olmalı!Geminin dış korumasını devre dışı bırakmış olmalılar.Ben gemiyi korumak için bir kalkan oluşturacağım.Sonrasında derhal gemiyi warp’tan çıkarın” dedi VOLKADAV ve KURT başlı asasını öne doğru zemine saplayıp ellerini iki yana doğru açtı.WULFGAR ilk gelen grubu zorlanmadan psişik güçleri ve asası ile dağıttı.volkadav yavaş yavaş ellerini önünde birleştirmek için yaklaştırdı.Göz bebekleri parlamaya başlamıştı.İkinci olarak gelen yaratık grubu ilkinden çok daha kalabalıktı ve bu sefer WULFGAR KORUMALARINDAN ateş desteğine ihtiyaç duydu.Artık VOLKADAV’ın etrafında belli bir psişik hale oluşmuştu.Tam bu anda VOLKADAV’ın kulağına geminin derinliklerinden gelen çarpışma sesleri geldi.”Gri Şovalyeler” diye düşündü.Son gelen yaratık grubunu gördüğünde VOLKADAV artık çabuk olması gerektiğini anlamıştı.Çünkü aralarında Tzeentch’in şeytan grupları ve cehennem tazıları vardı.WULFGAR VE KORUMALARI asla onları tutamazdı.
WULFGAR çarpışarak geri çekilmeye başladı.KORUMALARIM ateş desteği pek işe yaramıyordu çünkü warp yaratıkları fiziksel silahlardan pek etkilenmezlerdi.Bir cehennem tazısı KORUMALARDAN birini kapmayı başardı.Adam çığlıklar içinde sürüklenirken WULFGAR psişik bir güç dalgasını serbest bıraktı ve oluşan boşlukta VOLKADAV’a seslendi:
-“Şimdi tam zamanı kardeşim!!!”
VOLKADAV birden ellerini iki yana açtı ve mavi bir çember etrafına doğru hızla genişledi ve iblisleri beraberinde götürdü.Çember en son geminin etrafını kaplayacak kadar büyüdüğünde VOLKADAV ellerini asasında birleştirdi ve bağırdı:
-“Çabuk geminin rotasını değiştirin,bu alanı fazla tutamam!”
Tayfalardan ikisi derhal ileri atıldı ve ön kontrol panelinde uğraşmaya başladı.VOLKADAV beyninin zorlanmaya başladığını hissetti.Yaptığı bu hareket hem zihinsel hem de bedensel enerjisini hızla tüketiyordu.WULFGAR ve tayfalar tüm güçleri ile çalışıyorlardı.
-“Çabuk olun!” diye bağırdı WULFGAR tayfalara.
-“Aşağılık warp’ın hizmetkarları sistemi kilitlemiş Lordum.” Dedi tayfalardan biri klavyayle cebelleşerek.
-“Geri çekil!” dedi WULFGAR ve sağ elini monitörün üstüne koyup gözlerini kapadı.Gözlerinin önünden rakamlar süzülüyordu.Aslında sadece iki rakam,1 ve 0.Bu iki rakamın oluşturduğu kolonlar hızla akarken WULFGAR konsantre olmaya çalıştı.
-“Aradığım burada bir yerde.” Diye düşündü.”Sadece ben göremiyorum.Tek yapılması gereken bakmak değil görmek!”
Bu arada VOLKADAV kolundaki gerilimin hızla arttığını hissetti.Boynuna bir ağırlık binmiş gibiydi.”Bu kötü…” diye düşündü.Zihinsel enerjisinin hızla azaldığına işaretti bu çünkü.Acele etmesi için WULFGAR’A seslenmek istedi ama konsantrasyonunu bölmek istemedi,yoksa WULFGAR gerekli parolayı bulamayabilir ve kalkan kaybolarak geminin iblis istilasına uğramasına neden olabilirdi.”Dayan!” dedi kendisine.”Dayan!Dayan!DAYAN!!!”

tam bu sırada telsizden bir ses duydu
-imprator adına burası limitless fury blood angels yardıma geliyor

İsim: Hardenh “Corves” Black
Yaş: 847
Görevi: 1. bölük Chaplain’i
Yakın akrabalar: Abraham Black (Baba) – Princeps – ölü
Marcus Black (kardeş) – Raven Guard 4. bölük komutanı – ölü
Vladimir Black (kardeş) – Grey Knights terminator – bilinmiyor
Horacio Black (kardeş) – Princeps – ölü
Ivan Black (büyük büyük büyük yeğen) – Princeps



Tarihçe (kaydeden lexicanum Baalite):

Hardenh Black Baal’a bir kaza sonucu ayak bastı. Babası ile Marstaki Adeptus Mechanicus Princeps eğitme merkezine doğru warp seyehati halindeyken çıkan bir warp fırtınası gemilerini nerdeyse galaksinin öte yanına attı. Bozulan warp motorları yüzünden Baal’da uzun bir süre mahsur kaldılar. Black henüz bir çocuk olmasına rağmen hayatının en önemli kararını verdi. Bir Space Marine olacaktı.

Babası Lord Abraham Black’in itirazlarına rağmen Blood Angels’ın sınavlarına girdi ve hayatta kalmayı başardı. Baal’ın yerlileri şaşkındı, çünkü ilk kez bir yabancı bu sınavları geçiyordu. Black kendini bir makineye bağlamak yerine kendi vücuduyla savaşmayı seçmişti ve bu karar diğer kardeşlerine de örnek oldu.

Scout olarak ilk görevi 10. bölük 4. takıma atandı. İlk görevi Zonju IV gezegenindeki ork üssüne sabotaj düzenlemekti. Görev başarılı oldu, ancak kendilerini almaya gelen Thunderhawk düşürülünce Black ve takımı 3 ay boyunca ork hatlarının gerisinde kaldı. 3. ayın sonunda imparatorluk güçleriyle buluştuklarında takımdan sadece 2 kişi sağ kalmıştı, Black ve Çavuş Vunn. Bu olaydan sonra 2. bölük 10. takıma atandır ve kendisine tahsis edilen flamer ile gerek orklara gerek hainlere öfkesini püskürttü.

Black hizmetlerinin en büyük ödülünü power armor giyerek aldı. 2. bölük 8. takımda bir Assault Marine di artık. İmparator’un öfkesini düşmanlara öyle tattırıyordu ki, Adeptus Astartes arasında en iyi assault marinelere sahip chapterlardan biri olan Raven Guards chapter master’ı tarafından bizzat ödüllendirildi Lorn II seferinden sonra. Black’in önlenemez yükselişi başlamıştı.

80 yaşında Terminator Honors’ı aldı ve kutsal terminator zırhını giyme iznini aldı. Ancak hantal terminator zırhı onun savaş stiline pek uymadığından pek kullanmadı bu zırhı. Yaklaşık 300 yaşına kadar bir veteran olarak çarpıştı, bilinen tüm uzaylı ırkların kanını döktü ve başarıları dolayısıyla yakın zamanda ölen 1. bölük chaplain’ının yerine geçmesi için seçildi. Lordum Black 500 yıldır bu görevi gururla sürdürüyor.


Ekipmanlar:

Chaplain armor
Rosarius
Crozius Arcanum
Bolt pistol
Jump Pack


Spells:
Rally
Command
Charge
Strike of faith





Hardenh gülümsüyordu. Ama bu normal bir gülüş değildi. Yüzüne bakan herkes az sonra dökeceği kanları ve kopartacağı kafaları düşündüğünü anlayabiliyordu. Birden gürledi:

-"Daha hızlı olun! Dostlarımızın bize ihtiyacı var!!" Pilotlar endişeliydi. Çünkü bu Blood Angel Chaplein'i hakkında söylenenleri dinlemek bile insanı dehşete düşürmeye yeterliydi. Girdiği savaşlardan geriye çok az şey kaldığı bilinirdi. Hardenh arkasını döndü ve adamlarına doğru ilerlemeye başladı.

Az sonra ordusunun karşısındaydı. Adamlarının sayısını ne olursa olsun, ordu diye seslenirdi. Çünkü bilirdi ki sayıları ne olursa olsun, en yüce orduları bile dağıtacak cesaretleri vardı. Onların gözlerindeki korkusuzluğu gören nice düşmanlar arkalarına bakmaksızın kaçardı. Ellerini havaya kaldırmasıyla beraber herkesin sesi kesildi.

-"Çılgınlıkmış! Biliyorsunuz kardeşlerim, içinde bulunduğumuz durumlara bakılmaksızın bizlere yakıştırılan lakap bu! İçimizdeki öfke ve acıyı savaşa yansıtmamız, çılgınlık olarak adlandırılıyor! Canınızın ne kadar yandığını biliyorum! Bunu yüreğimde hissediyorum! Verdiğimiz büyük kayıptan beri içimizdeki nefret ve acı sayesinde birçok düşmanı yok ettik. Ve... "

Hardenh duraksadı. Adamlarının gözlerindeki öldürme isteği onu çok gururlandırmıştı. İçindeki sürekli artan hırs artık kontrol edilmesi zor bir hal almıştı. Önünde duran antidemonic silahı kavradı ve havaya kaldırdı.

-'' Ve şimdi yok ettiğimiz düşmanlara yenilerini eklemek için ilerliyoruz. Onlara acımayın! Geriye sadece gururumuz ve ölü bedenler kalacak kardeşlerim!! ''

Bütün askerler antidemonic silahlarını kaldırmış savaş çığlıkları atıyordu. Tek düşündükleri düşmanı ağır bir darbeyle yok etmekti. Birbirlerine vuruyor, bağırıyor ve silahlarını sallıyorlardı.

İki techmarine Hardenh'e doğru yaklaştı.
- " Efendim, hedefe vardık. Bizim ne yapmamızı istersiniz.''

Hardenh gülümsedi. " Şimdi gemiyi yanaştırın ve köprüyü kurun. " Kısa zaman içinde köprü kurulmuştu. Hardenh crozius arcanum'unu kaldırıp koşmaya başladı. Ve tabi arkasından çığlıklar atarak ilerleyen adamları...

İçeri girdiklerinde gemide sessizlik hakimdi. İlerlemeye başladılar. Yolda yanlarına katılan grey knightlar ile beraber savaşın ilk izlerini görmüşlerdi. Önlerine çıkan az sayıdaki demonları adeta ezerek ilerlediler. Ve şimdi bitkin haldeki iki librarian'ın yanındalardı.



edit: oyungezer sitesinden corax adlı arkadaşımızdan alıntı [OridiuXar]

volkadav gücünün sınırlarını zorluyordu onun yerinde bir başka psyker olsa çoktan ölmüştü bunu düşünürken eğitimini hatırladı hocası njall stormcaller hiçde kolay bir Öğretmen değildi

Eğitim esnasında bir anda ona vurmuş ve neredeyse 15 metre geri fırlatmıştı
ve demişti bir rune priest fiziksel anlamdada beyinsel anlamdada güçlüdür bizi imperimun diğer psykerlarından ayıran budur

-güçlüyüm hocam hep güçlü olucam bunu derken tam o anda ayak sesleri duydu bu sefer kim die düşündüğü sırada odada biri gürledi

ben blood angel chaplain hardenh kardeşim görünüşe göre yardıma ihtiyacınız var.dedikten sonra yanındaki tech marinelere döndü işnizi biliyorsunuz çabuk olun!bu arada wulfgar yanına gelmiş ona destek oluyordu. wulgara döndü

-seni iyi eğitmişim öğrencim.bana yardım et bu kalkanı tutmam lazım

bu sırada techmarineler makine ruhlarıyla temasa geçmiş ve kalkanı açmışlardı

wulgar hocasına döndü tamam artık rahatlayabilirsiniz

volkadavsa bu büyü için son gücünü kullanmaktaydı onu ayakta tutan iradesiydi büyüyle birlikte son gücüde gitti
bayılmıştı.....

ayıldığında başında gemisinin yegane ve tek wolf priesti vardı

-lordum iyimisiniz?
-iyiyim ulrich beni merak etme gemi ne durumda?

tam bu sırada hardenh ileri çıktı
-gemi iyi durumda kardeşim şeytanları sürdük ve kalkanları açtık tabi senin insanüstü çaban olmasaydı başaramazdık.görevimiz sesora III gezegenine gidip oradaki olayları araştırmak söylentilere göre orada sizin ve bizim tarihimzle ilgili kalıntılar bulunmuş onları güvene alacağız

-volkadav bir anda ayağa kalktı nedense sinirliydi her ne kadar yorulmuşda olsa zihnini toparldı ve hardenhin zihninin derinliklerine girdi ve orada hiç yalan görmedi düşmanlıkta

-üzgünüm kardeşim ama bunu yapmam gerekti artık kardeşim bizimde aynı görevle yola çıktğımızı bilmelisin şimdi bu yola berbarce adım atalım

Ayağa kalkan librarian'a göz attım. Aklımı okuma girişimi pek hoşuma gitmemişti. Ama umursamaz gözüktüm. - "Gemiyi hemen rotaya sokun! Yola birlikte devam ediyoruz!! " Biraz süren yolculuk boyunca kardeşlerimin yaraları sarıldı. O sırada pilotlardan biri yanımıza geldi.

- "Efendim gezegen yörüngesine girdik. İniş için hazırlıklara başlayabilirsiniz."

Başımı hafifçe öne eğerek onayladım. Silahımı elime alıp ayağa kalktım. Ve Voldakav'a döndüm.

- " Sanırım keşif turumuz başlıyor ne dersin kardeşim? "

evet kardeşim senin gemin yörüngede kalsın ve henüz adamlarına ihtiyaç yok küçük ve hızlı bir grup alsan yeter yalnız...bunlar death company olmasın bize aklı başında askerler lazım sonrasında fang le birlikte iniş yapar üs kurarız sonrasın rutin mesele

dedikten sonra chaplaini beklemeye başladı.

rune priest chaplin'in getirdiği adamları gördüğünde memnun olmuştu aralarında bir apothecary bir techmarine 6 tactical marine vardı ve chaplainin kişisel muhafızları olan 8 assault marine.

iki gün sonra....üs kurulmuştu volkadav chaplaini buldu ve söyledi artık araştırmalara başlayabiliriz kardeşim sadece kendi takımımı hazırlamamı bekle benim takımım ben wulfgar ve wolf prest ulrik ten oluşuyor geri kalan kuvvetlerimi şimdilik üste tutmayı tercih ederim sende sadece assault marineleri al

Öncelikle karakter.

Ad: Ralph
Soyad: Cornelius
Bölük: Dark Angels/Ravenwing/Sword of Caliban 2.Kaptan
Ekipman: Plasma Pistol
Powerfist
Chainfist

Ralph Cornelius uzun süre Ravenwing'te teğmenlik yapmış. Çok büyük başarılar kazanmıştı.Ama arkadaşlarının gözünün önünde katledildiğini gören Ralph en sonunda savaşmayı bırakarak Dark Angels filosunda göreve başladı.İlk olarak yıldız gemisi Salvation'da teğmenlikle göreve başlayan Ralph en sonunda Sword of Caliban'da göreve başladı.İlk görevi ateş destekti.Sonrası işte gözlerinizin önünde.

Warp'tan çıkan Sword of Caliban'ın kaptan köşkünde duran ikinci kaptan Ralph Cornelius dışarıda ki Space Wolves gemilerini seyretmekteydi.
-Pek desteğe ihtiyaçları varmış gibi durmuyor.(Ralph)
-Efendim görevimiz bu.(Teğmen)
-Peki o zaman iletişime geçin.Öncelikle Fang.Desteğe ihtiyaçları varmıymış sorun.
-Evet efendim.
-(İçinden konuşarak)Umarım bir delilik yapmaz kurtlar.