BurduRRocK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


BURDUR ROCK VE METAL FANLARINI BİRLEŞTİREN SİTE!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
ragnar blackmane
Rocker
Rocker
ragnar blackmane


Mesaj Sayısı : 145
Karizma Puanı : 171
Kayıt tarihi : 22/05/09
Yaş : 32
Nerden : şurdan burdan

fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz Empty
MesajKonu: fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz   fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz I_icon_minitimeCuma Mayıs 29, 2009 5:49 pm

41.milenyumdayız Ordo Hereticus imansız gördüğü herkesi katlediyor.
Halk arasında söylentiler var İmparator ölmüş bin yıllar boyunca kandırılmıştık.
Ama ben inanıyorum ölümsüz tanrı imparatorum her zaman benimle onu içimde hissediyorum.
Büyük kudretiyle savaşlarımda bana yardım ediyor.Ölmediğine Eminim...

İsmim Auberg Kerbela Adeptus Astartes'e mensubum ben daha fetus halindeyken annem tarafından
Astartes Lejyonlarına bağışlandım Anneme beni 3 ay boyunca beslemesi ve beni ait olduğum yere bağışlaması
dışında hiçbir şey borçlu değilim.Kuralar çekilirken şansıma Blood Angels chapterına kayıt edildim.Beni
18 yaşıma kadar olabilecek en iyi şekilde yetiştirdiler fakat atamızdan gelen hastalığı bizde taşımaktayız.
Ulu Sanguinius'un hain Primarch Horus tarafından öldürülürken hissettiği acıyı ve öfkeyi bizde yüreğimizde
taşıyoruz.

19 yaşımda bir Öncü(Scout) Mangasında görev aldım sınavımı verdim ve Eye of Terror'e yakın bir yerde olan savaştan sağ çıkmayı başardım.Ancak savaş sırasında üstüme düşen bir obliterator yüzünden pek neler olduğunu hatırlamıyorum.Neyse ki yaşamayı başardım.Son organı anestezi olmaksızın taktılar Adeptus Mechanicus'un doktorları gözümün önünde karnımı deşiyorlar acıdan haykırırken bir acının başka bir acıyı önlemesi için yanımdaki dostlarım kafama zincirler ile vuruyorlardı

Zırhımı giydiğimde hissettiğim rahatlık sayesinde bütün acıların karşılığını almış oldum.Blood Angels 3th Company 4.Squad'a atandım yeni görevimiz Alaitoc Craftworld'unun yaptığı bir baskını önlemekti.Gezegene indirildiğimizde Sergeant Alex bağlı olduğumuz chaplain ile konuşmuş ve önlerde görev alan plasma squadlardan biri olmak için izin istemişti.Ancak bu isteğimiz red edilip 8 kişilik grubumuza 5 adet roket almamız emredilmişti.

Baskından 10 dk önce Sergeant Alex tarafından görevlerimiz anlatıldı ve sözlü olarak brifing dinledik diyebilirim.ben ve yeni tanıştığım dostum Jack Segeant Alex'in yanında roket kullanan dostlarımızı gelecek olan yakın saldırılarda korurken roketlerimiz uzaktan gelicek olası Fire Prism'leri indirecektik.Savaş başladı ve öncü kollar olan guardianlar çıkmaya başladı.Zavallılar 1st company askerleri olan terminatorlar karşısında hiç birşey yapamadan yoğun plasma atışıyla ölüyorlardı Farseer bundan rahatsız olmuş olacak ki Banshe'ler üzerimize saldırdı.Bir anda herşey cehenneme döndü.Üzerimize bir anda atlayan banshelerin kafası Sergeant Alex tarafından koparılıyordu arkadan grav falconlar gelmeye başladı.Sergeant Alex emri alır almaz ilk falcona ateş emrini verdi.Roketler ateşlendi grav falconlar pata küte düşmeye başladı.Arkadan ateş desteğini kesmiyorduk Plasma mangaları düşmüş olucaklarki arkadan heavy bolterlar gelmeye başladı çok fazla gürültü vardı.yaklaşık 4 kadar grav falconu indirdik.Arkadan Fire prismler geldi bir ateşle koca bir manyagı kül ediyorlardı.Fire prismlerden biri bize döndü ve ateşlendi.Zavallı roketatarlı dostlarım daha adlarını öğrenemeden kül olmuşlardı.ben-jack-sergeant kurtulmuştuk.

Sergeant Alex geri çekilme emri verdi ve destek istedi.
destek gelmeyince kaçtık ve saklandık.Farseer garip bir taktik kullanmış ve koca bir orduyu mahvetmişdi.

Ama onlara verdiğimiz zararın haddi hesabı yoktu savaşa gelen 5 fire prismin 3 ü düşürülmüştü kalan ikisi devriye geziyordu.Sergeant Alex kulağına birkaç kez vurdu ve konuşmaya başladı bize söylenene göre savaşa giren yaklaşık 120 Space Marine ve 1500 kadar imperial Guard arasında sağ kalan sadece 10 marineydi.3ü bizdik kalanlar ise muhtemelen enkaz altındaydı ve bizimle aynı şekilde destek kuvvet isteyip durumu öğreneye çalışıyorlardı hepimiz implantlarımızı tam aktif duruma getirip beklemeye koyulduk uykum gelmiyordu fakat uyumadığım her dakika dahada sinirleniyordum.

Bu görev Jack ve benim ilk ciddi görevimizdi ve Sergeant bu durumu farkedip yarım saat uyumamızı emretti.uyandığımızda beklemeye koyulduk sergeant Alex kayalara tükürerek kayaları yakıyor ve bize bir yol açmaya çalışıyordu ona katıldık yarım saat içerisinde dışarı çıkmayı başardık.2 kilometre kadar önümüzde bir fire prism gördük ama biraz yaklaşınca onun gibi bir tane daha gördük ama ikiside yanmıştı demekki destek kuvvet gelmiş ve bizi arıyorlardı.Hızlaca merkeze koşmaya başladık ama daha çok eldar yıkıntısından başka bir şey göremedik.Yürümeye devam ettik bir tepeye çıkmaya başladık tepenin doruğuna vardığımızda bir uçurum vardı.Bir de ne görelim heryer chaos tarafından basılmıştı esir tutulan 5 terminator gözümüzün önünde chaos lord tarafından kafaları kopartılarak öldürüldü.ölürken bile imparatora dua ettiklerini hissedebiliyorduk.

Alex bize çömelmemizi ve burada beklememizi söyledi uzaktan izliyorduk az sonra normal bir sapce marine kapsülünün iki katı büyüklüğünde ve bir SM kapsülüne göre daha iğrenç balçık gibi birşeyle kaplı olan kapsül bir dizi patlamalar eşliğinde yere düştü.İçinde biri Hellfire olmak üzere iki tane Chaos tararfından kirletilmiş Dreadnought çıktı.bir tanede Sorcerer çıkmıştı Sergeant Alex bize brifing verirken sanırım adı Rex olan bir ekip arkadaşım chaos filosunun buraya yakın olduğunu ve önlem alıp almayacağımızı sormuştu Sergeant Alex ise emirleri söyleyip olası bir tehlikeye karşı bize Chaos askerlerini anlatmıştı ve Sorcerer'ı tanımlarken "Aşağılık pis bir Librarian'ın İmparator'a yüzünü dönerek daha fazla güç karşılığında daha fazla döneklik yapan halidir" demişti.Ve Librarianlardan daha psişik olan bu Sorcerer bizi farkedebilirdi.



Sorcerer gemiden indikten sonra Terminator cesetlerine sahte mutluluk dolu gözleri ile baktı ne kadar mutlu görünürse görünsün gözlerinin içinde nefretin kızıl alevleri yanıyordu.Chaos Lordu ile konuşmaya başladı.Birbirlerini uzun zamandır tanıyor gibiydiler.Sorcerer bir anda irkildi.Jack ve Ben öfkelenmiş ve savaşa hazır hale gelmiştik Sergweant yavaş olmamızı ve izlememizi söyledi.Birden yere Masmavi 10'larca kapsül düştü üzerinde bir kurt ve kan damlası vardı...Yardım en sonunda gelmişti.Dış yörüngede bulunan Valarius gezegeni bir Space Wolves üssü bulunduruyordu buradan gelen Uzay Kurtları yardım çağrılarımızı duymuş ve harekete geçmişlerdi.

Blood Angels'tan farklı olarak çok daha cüsseli ve bizden daha vahşilerdi.Gözleri bizim gibi nefret yerine Umut ile parlıyordu.Space Wolves Terminatorleri 3 metre boyundaydılar ellerinde iki assault cannon vardı yere düşen 4 kapsülden her birinden 4'er tane olmak üzere 16 tane Terminator indi.8'inin elinde Dreadnoughtlara verilen cinsten Assault Cannon 8'inin elindede anti-daemonic çekiçler vardı.bu 16lı grup arkadan Grey Knights ile destekleniyordu "Chaos olan yerde Gri Şovalyeler eksik olmaz" demişler.Bu kahramanlar Marinelerin desteği ile koca orduyu dğaıtmışlardı.Chaos Lordu Öldürdüğü Terminatorler gibi Bir Terminator tarafından kafası koparılırken Korku içinde ağlıyor ve küfürler saçıyordu.Savaş Chaos aleyhine dönerken Librarian'ın nefret dolu gözleri patladı yerden yükselmeye ve daha kudretli bir görünüş almaya başladı.Büyük bir patlama oldu korkulu rüya Bloodthirster gelmişti.Tek bir darbeyle 3 terminatoru ve 2 squadı yerden 500 metre kadar havalandırdı Ellerindeki çekiçlerle saldıran Terminatorler Yaratığa acı çektirselerde öldüremiyorlardı.yaratıok hepsini psionik bire saldırı ile yaktı.

Grey Knightlar psişik bir duvar örüp yaratığı zaptetmeye çalıştılar bir yandan kalan marineler toparlanmaya yeniden ekipmanlarını bulmaya çalışıyorlardı.Stresten kafayı yemiş gibi büyük bir hızla yerden organları toplayan Apothecaryler ise ortamdaki havayı pekiştiriyorlardı.Grey knightlar duvarın içine girdiler 10larca Space Marine bu cesaretleri karşısında ağlamakla yetindi ben bile ağlıyordum.

Grey Knightları izliyorduk.Arkalarında dua etsekte bu yeterli olmuyordu Bloodthirster 6 Grey Knightı sırayla parçalıyordu kulaklarımız ile onların telsizlerini dinliyorduk biri yaratığın ytüzünde diğeri ayaklarında sürekli planlar ve taktikleri konuşuyorlardı geriye 3 şovalye kaldı.konuşmalarını göre anti-daemonic spore'u yaratığın boğazından aşağı yollamak tek çareleriydi.sanırım manga komutanı olan Grey Knigt geriye kalan son şovalyeydi tüm gücüyle yaratığı oyalamaya çalışıyordu.marineler kaçarken birden haykırdı "Silahı alın İblisi Katledin!!" diye bütün askerler beyninden vurulmuşa döndü bizim dışımızdaki marineler gereğinden fazla uzaktılar Sergeant koşmamızı emretti jack-ben-sergeant koşmaya başladık Grey Knight yaratığın Baltasında tüm uzuvları kopmuş halde bile "Alın Silahı!Öldürün Onu!!" diye bağırıyordu.yaratık bizi farketti anti-daemonic sporeyere düştü Yaratık bizi farketti psionik bir saldırı ile Jacki kül etti.Ben ve sergeant "İmparator'a bağışlandın" diyerek spore'a koştuk bir anda önümüze bir balta vuruldu hedeften 3 metre uçmuştuk tekrar kalktık ve koşmaya başladık spore'a ilk ulaşan ben oldum.Sporeu yerden aldım ayağa kalktım ölüceğimi anlkadım koca bir balta yüzüme dğru geliyordu.geriye doğru bir takla attım Alex önüme atlamış ve ölmüştü.

Yaratık beni eline aldı."GEBEER!!" diye haykırdı ağzına aldısadece nefesinin kokusu bile yeterliydi ölmem için ama bugün o gün değildi.Bugün günümdeydim...yaratık ağzına aldı koca dişlerinden diline ilerledim sırtımdaki Spore'u ağızına boşalttım tozun değdiği yer yanmaya başladı yaratık bağırıyordu dudakları kül oldu dışarı atladım bacaklarım kırılmış gibi acıyordu ama adamantium zırh kırılmasını önlemişti koşmaya başladım ölmeyeceğini sandım 3 metre kadar ilerlediğimde önüme bir balta saplandı yaratık kül oluyor ve acılar çekiyordu.Kaçmaya başladım 50 metre önümde Space Wolves Legionları bulunuyordu.Beni görür görmez sırtlarına aldılar "Kan Meleği Sen Çok Yaşa!" diye bağırıyorlardı.Gururumdan kask içindeki yanaklarım kıpkırmızı oldu.10 saat sonra koca bir Space Wolves gemisinin içindeydim.Bana hürmet ediliyor ve tebrikler yağıyordu.

3 gün içerisinde Kutsal Terra'ya geldim Terra yüksek lordlarının karşısına çıkarıldım.Bana "6 Gri Şovalyenin yapamadığını yaptın Ey! Astartes Lejyoneri,Ödülünü Alacaksın" dediler.Ve bana ödül olarak 24 saat tatil verdiler.Bu da yetmezmiş gibi Altın sarayın yüksek katlarından birinde oda verdiler.Zırhımı çıkartmayalı çok zaman olmuştu bacağım ve kolumdaki implantları çıkarttım ve uyumaya başladım 7 saat uyumak yetmişti 7 saat uyku benim için 70 yıl uyku gibiydi.Gidip güzel bir içki ve yanında güzel bir akşam yemeği yedim ertesi gün kalktığımda odamdaki zırhın gitmiş olduğunu gördüm.

Bir an paniklemiştim ama diğer odaya baktığımda Karşımda 2 metrelik bir Altın-Adamantium alaşımı Force Commander zırhı bulunuyordu.mars üssüne göndeirldim ve yaklaşık 22 günlük eğitim sürecinden geçip Blood Angels 6th Company Force Commanderlığ'ına getirildim.Baal gezegenindeki ana kalemize gittim Chaplain tarafından tebrik edildikten sonra ilk görevimi aldım elimdeki askerler ile birlikte Segmentum Solaris'in dışında bir sisteme gidip oradaki yeni keşfi araştırmak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ragnar blackmane
Rocker
Rocker
ragnar blackmane


Mesaj Sayısı : 145
Karizma Puanı : 171
Kayıt tarihi : 22/05/09
Yaş : 32
Nerden : şurdan burdan

fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz Empty
MesajKonu: Geri: fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz   fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 11:39 am

------- Adeptus Astartes -------
Blood Angels Birliği
Chaplain Black'in Kara Öfke'ye yakalanmış Kardeş Onsre üstünde Lestrallio Prosedürü'nü uygulaması
Yazan: Codicier Lefus


Black: Kardeş Onsre, beni duyabiliyormusun? Bana ne gördüğünü anlatmanı istiyorum.

Onsre: ------ anlaşılamayan mırıltılar ------

Black: Kardeş Onsre! Sana ne gördüğünü anlatmanı emrediyorum!

Onsre (birden gözlerini açar):" Karanlık! Aaagh! Yakıyor! Leke çok güçlü... koku... çürüme ve ölüm kokusu... Sıcak... Çok sıcak! Kanatlarım alev alıyor... duvarlara dokunmamak için kapanıyor kanatlarım... Duvarlar... Burası cehennem... İğneler, boynuzlar etleri delip geçiyor..." ------ Burda spasm geçiriyor ----- ------ Burda öfkeyle haykırıyor ----- "Bu da ne? Bu da ne? Çok hızlı! Aaaah! İmparator adına öl! ÖL!" ----- Burda hareketsiz kalıp birşeyler mırıldanıyor, muhtemelen bir dua -----
"Nerdesin! Nerdesin! Beni durduramazsın seni KAOS PİSLİĞİ! AAAAAGH!" ------Burda tekrar spasm geçiriyor, dişlerini sıkıyor ----- "Lanet olsun sana... YAN! YAN! HEPİNİZ YANIN! ----- anlaşılamıyor ----- Duvarlar... Duvarlar yok... Bu tünel etten yapılmış, çürüyen etten... Her adımımda yerler kanıyor, kan kokusu... kan kokusu... ----- Burda çığlık atıp, sonra sakinleşiyor ----- "Seni bulacağım hain..." ------ 6 saniye sonra gözlerini açıyor ----- "SENİ GÖRÜYORUM HAİN! YÜZLEŞ BENİMLE! İMPARATOR ADINA! İMPARATOR ADINA! AAAAAGH!"

----- Kardeş Onsre bu çığlıktan sonra hayatını kaybeder. Chaplain Black'in çenesinden aşağıya bir gözyaşı damlası düşer. -----

oyungezer sitesinden
corax adlı arkadaşımın hikayelerinden alıntıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ßißleßlack _\m/
Rocker
Rocker
ßißleßlack _\m/


Mesaj Sayısı : 147
Karizma Puanı : 164
Kayıt tarihi : 21/05/09
Yaş : 31
Nerden : $eytanın s.ki$tii yerden _\m/

fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz Empty
MesajKonu: Geri: fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz   fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 8:23 pm

ragnar blackmane demiş ki:
41.milenyumdayız Ordo Hereticus imansız gördüğü herkesi katlediyor.
Halk arasında söylentiler var İmparator ölmüş bin yıllar boyunca kandırılmıştık.
Ama ben inanıyorum ölümsüz tanrı imparatorum her zaman benimle onu içimde hissediyorum.
Büyük kudretiyle savaşlarımda bana yardım ediyor.Ölmediğine Eminim...

İsmim Auberg Kerbela Adeptus Astartes'e mensubum ben daha fetus halindeyken annem tarafından
Astartes Lejyonlarına bağışlandım Anneme beni 3 ay boyunca beslemesi ve beni ait olduğum yere bağışlaması
dışında hiçbir şey borçlu değilim.Kuralar çekilirken şansıma Blood Angels chapterına kayıt edildim.Beni
18 yaşıma kadar olabilecek en iyi şekilde yetiştirdiler fakat atamızdan gelen hastalığı bizde taşımaktayız.
Ulu Sanguinius'un hain Primarch Horus tarafından öldürülürken hissettiği acıyı ve öfkeyi bizde yüreğimizde
taşıyoruz.

19 yaşımda bir Öncü(Scout) Mangasında görev aldım sınavımı verdim ve Eye of Terror'e yakın bir yerde olan savaştan sağ çıkmayı başardım.Ancak savaş sırasında üstüme düşen bir obliterator yüzünden pek neler olduğunu hatırlamıyorum.Neyse ki yaşamayı başardım.Son organı anestezi olmaksızın taktılar Adeptus Mechanicus'un doktorları gözümün önünde karnımı deşiyorlar acıdan haykırırken bir acının başka bir acıyı önlemesi için yanımdaki dostlarım kafama zincirler ile vuruyorlardı

Zırhımı giydiğimde hissettiğim rahatlık sayesinde bütün acıların karşılığını almış oldum.Blood Angels 3th Company 4.Squad'a atandım yeni görevimiz Alaitoc Craftworld'unun yaptığı bir baskını önlemekti.Gezegene indirildiğimizde Sergeant Alex bağlı olduğumuz chaplain ile konuşmuş ve önlerde görev alan plasma squadlardan biri olmak için izin istemişti.Ancak bu isteğimiz red edilip 8 kişilik grubumuza 5 adet roket almamız emredilmişti.

Baskından 10 dk önce Sergeant Alex tarafından görevlerimiz anlatıldı ve sözlü olarak brifing dinledik diyebilirim.ben ve yeni tanıştığım dostum Jack Segeant Alex'in yanında roket kullanan dostlarımızı gelecek olan yakın saldırılarda korurken roketlerimiz uzaktan gelicek olası Fire Prism'leri indirecektik.Savaş başladı ve öncü kollar olan guardianlar çıkmaya başladı.Zavallılar 1st company askerleri olan terminatorlar karşısında hiç birşey yapamadan yoğun plasma atışıyla ölüyorlardı Farseer bundan rahatsız olmuş olacak ki Banshe'ler üzerimize saldırdı.Bir anda herşey cehenneme döndü.Üzerimize bir anda atlayan banshelerin kafası Sergeant Alex tarafından koparılıyordu arkadan grav falconlar gelmeye başladı.Sergeant Alex emri alır almaz ilk falcona ateş emrini verdi.Roketler ateşlendi grav falconlar pata küte düşmeye başladı.Arkadan ateş desteğini kesmiyorduk Plasma mangaları düşmüş olucaklarki arkadan heavy bolterlar gelmeye başladı çok fazla gürültü vardı.yaklaşık 4 kadar grav falconu indirdik.Arkadan Fire prismler geldi bir ateşle koca bir manyagı kül ediyorlardı.Fire prismlerden biri bize döndü ve ateşlendi.Zavallı roketatarlı dostlarım daha adlarını öğrenemeden kül olmuşlardı.ben-jack-sergeant kurtulmuştuk.

Sergeant Alex geri çekilme emri verdi ve destek istedi.
destek gelmeyince kaçtık ve saklandık.Farseer garip bir taktik kullanmış ve koca bir orduyu mahvetmişdi.

Ama onlara verdiğimiz zararın haddi hesabı yoktu savaşa gelen 5 fire prismin 3 ü düşürülmüştü kalan ikisi devriye geziyordu.Sergeant Alex kulağına birkaç kez vurdu ve konuşmaya başladı bize söylenene göre savaşa giren yaklaşık 120 Space Marine ve 1500 kadar imperial Guard arasında sağ kalan sadece 10 marineydi.3ü bizdik kalanlar ise muhtemelen enkaz altındaydı ve bizimle aynı şekilde destek kuvvet isteyip durumu öğreneye çalışıyorlardı hepimiz implantlarımızı tam aktif duruma getirip beklemeye koyulduk uykum gelmiyordu fakat uyumadığım her dakika dahada sinirleniyordum.

Bu görev Jack ve benim ilk ciddi görevimizdi ve Sergeant bu durumu farkedip yarım saat uyumamızı emretti.uyandığımızda beklemeye koyulduk sergeant Alex kayalara tükürerek kayaları yakıyor ve bize bir yol açmaya çalışıyordu ona katıldık yarım saat içerisinde dışarı çıkmayı başardık.2 kilometre kadar önümüzde bir fire prism gördük ama biraz yaklaşınca onun gibi bir tane daha gördük ama ikiside yanmıştı demekki destek kuvvet gelmiş ve bizi arıyorlardı.Hızlaca merkeze koşmaya başladık ama daha çok eldar yıkıntısından başka bir şey göremedik.Yürümeye devam ettik bir tepeye çıkmaya başladık tepenin doruğuna vardığımızda bir uçurum vardı.Bir de ne görelim heryer chaos tarafından basılmıştı esir tutulan 5 terminator gözümüzün önünde chaos lord tarafından kafaları kopartılarak öldürüldü.ölürken bile imparatora dua ettiklerini hissedebiliyorduk.

Alex bize çömelmemizi ve burada beklememizi söyledi uzaktan izliyorduk az sonra normal bir sapce marine kapsülünün iki katı büyüklüğünde ve bir SM kapsülüne göre daha iğrenç balçık gibi birşeyle kaplı olan kapsül bir dizi patlamalar eşliğinde yere düştü.İçinde biri Hellfire olmak üzere iki tane Chaos tararfından kirletilmiş Dreadnought çıktı.bir tanede Sorcerer çıkmıştı Sergeant Alex bize brifing verirken sanırım adı Rex olan bir ekip arkadaşım chaos filosunun buraya yakın olduğunu ve önlem alıp almayacağımızı sormuştu Sergeant Alex ise emirleri söyleyip olası bir tehlikeye karşı bize Chaos askerlerini anlatmıştı ve Sorcerer'ı tanımlarken "Aşağılık pis bir Librarian'ın İmparator'a yüzünü dönerek daha fazla güç karşılığında daha fazla döneklik yapan halidir" demişti.Ve Librarianlardan daha psişik olan bu Sorcerer bizi farkedebilirdi.



Sorcerer gemiden indikten sonra Terminator cesetlerine sahte mutluluk dolu gözleri ile baktı ne kadar mutlu görünürse görünsün gözlerinin içinde nefretin kızıl alevleri yanıyordu.Chaos Lordu ile konuşmaya başladı.Birbirlerini uzun zamandır tanıyor gibiydiler.Sorcerer bir anda irkildi.Jack ve Ben öfkelenmiş ve savaşa hazır hale gelmiştik Sergweant yavaş olmamızı ve izlememizi söyledi.Birden yere Masmavi 10'larca kapsül düştü üzerinde bir kurt ve kan damlası vardı...Yardım en sonunda gelmişti.Dış yörüngede bulunan Valarius gezegeni bir Space Wolves üssü bulunduruyordu buradan gelen Uzay Kurtları yardım çağrılarımızı duymuş ve harekete geçmişlerdi.

Blood Angels'tan farklı olarak çok daha cüsseli ve bizden daha vahşilerdi.Gözleri bizim gibi nefret yerine Umut ile parlıyordu.Space Wolves Terminatorleri 3 metre boyundaydılar ellerinde iki assault cannon vardı yere düşen 4 kapsülden her birinden 4'er tane olmak üzere 16 tane Terminator indi.8'inin elinde Dreadnoughtlara verilen cinsten Assault Cannon 8'inin elindede anti-daemonic çekiçler vardı.bu 16lı grup arkadan Grey Knights ile destekleniyordu "Chaos olan yerde Gri Şovalyeler eksik olmaz" demişler.Bu kahramanlar Marinelerin desteği ile koca orduyu dğaıtmışlardı.Chaos Lordu Öldürdüğü Terminatorler gibi Bir Terminator tarafından kafası koparılırken Korku içinde ağlıyor ve küfürler saçıyordu.Savaş Chaos aleyhine dönerken Librarian'ın nefret dolu gözleri patladı yerden yükselmeye ve daha kudretli bir görünüş almaya başladı.Büyük bir patlama oldu korkulu rüya Bloodthirster gelmişti.Tek bir darbeyle 3 terminatoru ve 2 squadı yerden 500 metre kadar havalandırdı Ellerindeki çekiçlerle saldıran Terminatorler Yaratığa acı çektirselerde öldüremiyorlardı.yaratıok hepsini psionik bire saldırı ile yaktı.

Grey Knightlar psişik bir duvar örüp yaratığı zaptetmeye çalıştılar bir yandan kalan marineler toparlanmaya yeniden ekipmanlarını bulmaya çalışıyorlardı.Stresten kafayı yemiş gibi büyük bir hızla yerden organları toplayan Apothecaryler ise ortamdaki havayı pekiştiriyorlardı.Grey knightlar duvarın içine girdiler 10larca Space Marine bu cesaretleri karşısında ağlamakla yetindi ben bile ağlıyordum.

Grey Knightları izliyorduk.Arkalarında dua etsekte bu yeterli olmuyordu Bloodthirster 6 Grey Knightı sırayla parçalıyordu kulaklarımız ile onların telsizlerini dinliyorduk biri yaratığın ytüzünde diğeri ayaklarında sürekli planlar ve taktikleri konuşuyorlardı geriye 3 şovalye kaldı.konuşmalarını göre anti-daemonic spore'u yaratığın boğazından aşağı yollamak tek çareleriydi.sanırım manga komutanı olan Grey Knigt geriye kalan son şovalyeydi tüm gücüyle yaratığı oyalamaya çalışıyordu.marineler kaçarken birden haykırdı "Silahı alın İblisi Katledin!!" diye bütün askerler beyninden vurulmuşa döndü bizim dışımızdaki marineler gereğinden fazla uzaktılar Sergeant koşmamızı emretti jack-ben-sergeant koşmaya başladık Grey Knight yaratığın Baltasında tüm uzuvları kopmuş halde bile "Alın Silahı!Öldürün Onu!!" diye bağırıyordu.yaratık bizi farketti anti-daemonic sporeyere düştü Yaratık bizi farketti psionik bir saldırı ile Jacki kül etti.Ben ve sergeant "İmparator'a bağışlandın" diyerek spore'a koştuk bir anda önümüze bir balta vuruldu hedeften 3 metre uçmuştuk tekrar kalktık ve koşmaya başladık spore'a ilk ulaşan ben oldum.Sporeu yerden aldım ayağa kalktım ölüceğimi anlkadım koca bir balta yüzüme dğru geliyordu.geriye doğru bir takla attım Alex önüme atlamış ve ölmüştü.

Yaratık beni eline aldı."GEBEER!!" diye haykırdı ağzına aldısadece nefesinin kokusu bile yeterliydi ölmem için ama bugün o gün değildi.Bugün günümdeydim...yaratık ağzına aldı koca dişlerinden diline ilerledim sırtımdaki Spore'u ağızına boşalttım tozun değdiği yer yanmaya başladı yaratık bağırıyordu dudakları kül oldu dışarı atladım bacaklarım kırılmış gibi acıyordu ama adamantium zırh kırılmasını önlemişti koşmaya başladım ölmeyeceğini sandım 3 metre kadar ilerlediğimde önüme bir balta saplandı yaratık kül oluyor ve acılar çekiyordu.Kaçmaya başladım 50 metre önümde Space Wolves Legionları bulunuyordu.Beni görür görmez sırtlarına aldılar "Kan Meleği Sen Çok Yaşa!" diye bağırıyorlardı.Gururumdan kask içindeki yanaklarım kıpkırmızı oldu.10 saat sonra koca bir Space Wolves gemisinin içindeydim.Bana hürmet ediliyor ve tebrikler yağıyordu.

3 gün içerisinde Kutsal Terra'ya geldim Terra yüksek lordlarının karşısına çıkarıldım.Bana "6 Gri Şovalyenin yapamadığını yaptın Ey! Astartes Lejyoneri,Ödülünü Alacaksın" dediler.Ve bana ödül olarak 24 saat tatil verdiler.Bu da yetmezmiş gibi Altın sarayın yüksek katlarından birinde oda verdiler.Zırhımı çıkartmayalı çok zaman olmuştu bacağım ve kolumdaki implantları çıkarttım ve uyumaya başladım 7 saat uyumak yetmişti 7 saat uyku benim için 70 yıl uyku gibiydi.Gidip güzel bir içki ve yanında güzel bir akşam yemeği yedim ertesi gün kalktığımda odamdaki zırhın gitmiş olduğunu gördüm.

Bir an paniklemiştim ama diğer odaya baktığımda Karşımda 2 metrelik bir Altın-Adamantium alaşımı Force Commander zırhı bulunuyordu.mars üssüne göndeirldim ve yaklaşık 22 günlük eğitim sürecinden geçip Blood Angels 6th Company Force Commanderlığ'ına getirildim.Baal gezegenindeki ana kalemize gittim Chaplain tarafından tebrik edildikten sonra ilk görevimi aldım elimdeki askerler ile birlikte Segmentum Solaris'in dışında bir sisteme gidip oradaki yeni keşfi araştırmak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ragnar blackmane
Rocker
Rocker
ragnar blackmane


Mesaj Sayısı : 145
Karizma Puanı : 171
Kayıt tarihi : 22/05/09
Yaş : 32
Nerden : şurdan burdan

fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz Empty
MesajKonu: Geri: fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz   fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 30, 2009 8:27 pm

ne şimdi bu kendi hikayeni yazana Twisted Evil
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
fantasy hikayalerinizi buraya bekliyoruz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» genç çağ rp dışı(yorumlar buraya gelsin

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BurduRRocK :: FRP - RP :: RP-
Buraya geçin: